epoksiyalitim
  Ana Sayfa
 
             

        Niçin Enerjiyi Verimli Kullanmalıyız?

Enerjinin fazla kullanılması sonucunda;
o DOĞAL KAYNAKLAR HIZLA TÜKENİYOR
o ÇEVRE KİRLENİYOR
o ENERJİ İÇİN YÜKSEK MİKTARDA PARA ÖDÜYORUZ

Ekonomik üretim ana unsuru olan ve hayat kalitemizi iyileştiren enerjinin kullanımından vazgeçemeyeceğimize göre
ENERJİYİ VERİMLİ KULLANALIM

Dünya'da enerji tüketiminin bu şekilde devam etmesi durumunda 2020 yılında fosil yakıt kaynaklarının yarısının tüketilmiş olacağı tahmin edilmektedir. Fosil kaynaklar, sadece yakıt olarak değil aynı zamanda başta ilaç olmak üzere kimya sektöründe pek çok alanda kullanılmaktadır. Bu yönü ile de korunması en azından tüketiminin azaltılması önemlidir.

Kömür veya petrol gibi fosil yakıtların yanması sonucu, daima CO2 oluşur. Yapılan ölçümler milyonlarca yıldır 180-280 ppm arasında değişen CO2 seviyesinin günümüzde 360 ppm seviyesine çıktığını göstermektedir. Karbondioksit diğer sera gazlarına göre %55'lik bir oranla, doğal sıcaklık dengelerinin bozulmasında en büyük etkiyi yaparak Küresel Isınma'ya neden olmaktadır.

Küresel Isınma'nın oluşumunda Sera Etkisi'nin rolü büyüktür. "Sera Etkisi"ni, güneşten gelen kısa-dalga ışınlarının geçmesine izin veren gaz tabakasının, dünya üzerinden yansıyan uzun-dalga ışınlarının büyük bir kısmını tutması sonucu meydana gelen atmosferik dengesizlik olarak kısaca açıklayabiliriz.

Atmosfere atılan diğer sera gazları ise CO, SO2, NOx gibi zehirli gazlar ve radyoaktif maddelerdir. Termik santrallarda, sanayide ve binalarda yakıt olarak kömür kullanıldığında, bu kirlilik etmenlerinin yanısıra kül de açığa çıkar. Kül civa, kurşun, arsenik ve kadmiyum içermesi nedeniyle yüksek oranda kirletici etkiye sahiptir.

Fosil yakıtların bu şekilde kullanılmaya devam edilmesi durumunda, aşırı kuraklık, deniz seviyesinde yükselme sonucu su baskınları, fırtınalar ve ultraviyolenin artması gibi küresel değişmeler sonucu, doğanın ekolojik dengesinin bozulması kaçınılmazdır.

1970'li yıllarda yaşanan petrol krizi sonrasında enerji konusuna ilgi artmış ve enerji tasarrufu konusu gündeme gelmiştir.

Enerji tasarrufu yapmak aile bütçesi için önemlidir. Enerjiyi verimli kullanırsak faturalara daha az para öderiz. Enerji tasarrufu devlet bütçesi için de çok önemlidir. Kullandığımız enerjinin yaklaşık %60'ını başka ülkelerden alıyoruz ve ödemeyi döviz olarak yapıyoruz. 
  

Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı, TS 825

Türkiye'de binalarda birim alanı veya hacmi ısıtmak için harcanan enerjinin Avrupa ülkelerine göre 2-3 kat daha fazla olması nedeniyle 1985 tarihli Binalarda Isı Yalıtımı Kurallarını belirleyen TS 825 Standardı, EİE raportörlüğünde diğer kurum ve kuruluşlar ile işbirliği yapılarak revize edilmiştir. Yeni standart, 14 Haziran 2000 tarihinden itibaren zorunlu uygulamaya girmiştir. Böylece, yeni inşa edilecek binalarda bina zarfından olan yıllık ısı kayıplarının yarı yarıya azaltılması sağlanabilmektedir.

Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği

TS 825 Standardı revizyon çalışmasının tamamlanması üzerine, 1985 tarihli Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliğinin yeni standartla paralellik sağlayacak şekilde değiştirilmesi için gerekli çalışmalar yapılmış ve yeni yönetmelik 8 Mayıs 2000 tarihinde Resmi Gazete'de yayınlanarak 14 Haziran 2000'den itibaren yürürlüğe girmiştir.

Türkiye’de enerji verimliliği bina yalıtımı ile sağlanır

Kaynak: Hürriyet Gazetesi  

Yılda 45 milyar dolarlık enerji faturası ödeyen Türkiye'de tüketilen enerjinin yüzde 30'u binalarda harcanıyor. Yapılan hesaplamalara göre binaların yalıtımlı olması halinde yüzde 50 ile 60 arasında bir tasarruf elde edileceği, bunun da yıllık enerji faturalarına 7.5 milyar dolarlık düşüş olarak yansıyacağı kaydediliyor.

Küresel ısınma, çevre kirliliği, petrol fiyatlarının artması ve cari açık gibi sorunlar, Türkiye'de enerji verimliliği konusunu gündemin ön sıralarına taşıdı. İnsanların yaşam kalitesinden ve konforundan ödün vermeden, enerji tasarrufu sağlamak için alınabilecek üç önlem bulunuyor. Bunlar; yüksek verimli cihazların kullanılması, otomasyon sistemleri ve ısı yalıtımıdır. Bu üç önlem arasında ilk sırayı ısı yalıtımı alıyor. Etkin bir ısı yalıtımının yapılmadığı binalarda, enerji tüketim oranları çok yüksek seviyelerde gerçekleşiyor.

Türkiye, geçen yıl yaklaşık 45 milyar dolar enerji faturası ödedi. Bunun 12 milyar doları konutların ısınmasına gitti. Türkiye'de tüketilen enerjinin yüzde 30'unun binalarda harcandığı ve binalarda tüketilen enerjinin de büyük kısmının ısıtma ve soğutma amaçlı olduğu gözönüne alınırsa, binalarda uygulanacak ısı yalıtımları ile büyük enerji tasarrufu sağlama potansiyeli vardır. Isı yalıtımlı bir konutta ortalama yüzde 50 ile 60 arasında tasarruf sağlanıyor. Yüzde 90'ı yalıtımsız olan ülkemizdeki binalar eğer yalıtımlı olsaydı, yapılan hesaplamalara göre enerji faturamız her yıl için yaklaşık 7.5 milyar dolar azalacaktı.

Isıda tasarruf yüzde 63
Binalarda enerji etkinliğinin sağlanması ve yararlarının kaydedilmesi amacıyla Elektrik İşleri Etüt İdaresi (EİE) ve İZODER işbirliğinde 2005-2006 yıllarında hayata geçirilen proje kapsamında, Sosyal Hizmetler Çocuk Esirgeme Kurumu (SHÇEK) Ankara 50'nci Yıl Yetiştirme Yurdu Binası'na yalıtım uygulaması yapıldı. Proje süresince, binada ısı yalıtımından önce ve sonra tüketilen enerji miktarları ve bina içindeki sıcaklık değişimleri belirlendi. Yapılan yalıtım uygulamaları sayesinde binada yüzde 63 oranında enerji verimliliği sağlandığı kaydedildi.

15 bin metreküp kapalı hacme ve 3 bin 609 metrekare ısıtılan alana sahip olan 50. Yıl Yetiştirme Yurdu Binası'nda, uygulama öncesi ilk ölçümlerin yapıldığı 2003-2004 yıllarına göre 44 bin 931 metreküp doğalgaz tasarruf edildi. Ölçümlemenin yapıldığı 2005-2006 döneminde, kış şartlarının geçmiş yıllara oranla çok daha çetin geçmesine rağmen, büyük oranda tasarruf sağlandığı görüldü.

Bu binada kullanılan doğalgazın ortalama yüzde 63 oranında azalması, her yıl ortalama 108 ton kükürtdioksit (CO2) emisyonunun atmosfere salınmasının önlenmesi anlamına geliyor. Bu sonuç yalıtımın sadece yakıt faturalarında büyük bir düşüş sağlamakla kalmadığını, aynı zamanda çevre kirliliği ve küresel ısınmaya karşı da göz ardı edilmemesi gereken bir önlem olduğunu kanıtlıyor.

Sağlıklı yaşam, temiz çevre
Isı yalıtımsız mekánlarda özellikle kış aylarında sürekli olarak artan su buharı miktarı hem konfor koşullarının bozulmasına neden olur hem de duvar yüzeylerinde yoğuşma nedeni ile mikroorganizmaların üremesi için uygun koşulları yaratır. Bu da ortamdaki havanın içerisinde mikroorganizmaların çoğalmasına ve solunum yoluyla da bu ortamlarda yaşayan insanların sağlık problemleri yaşamasına neden olur. Nemli ortamlar ve bu ortamlardaki küf, mantar oluşumu özellikle küçük çocukların ve yaşlıların astım hastalığına yakalanma riskini büyük ölçüde arttırırken, romatizmal hastalıkları tetikleyici bir rol de oynar. Standartlara uygun olarak yapılmış ısı yalıtımı, tüm bu sorunların oluşmasını önler.

Doğalgaza gelen zamlar, enerji ihtiyaçlarının artması ve verimli enerji kullanılmaması sonucunda; hava kirliliği gün geçtikçe artıyor. Hava kirliliğindeki artışlar da kendisini küresel ısınma ve iklim değişikliğiyle gösteriyor. Araştırmalar, hava kirliliğinin yoğun yaşandığı bölgelerde göğüs hastalıklarına sahip kişi sayısında belirgin oranda artış yaşandığını gösteriyor. Hava kirliliği nedeniyle nefes darlığı, astım, bronşit, üst solunum yolu enfeksiyonları ve zatürree gibi göğüs hastalıklarına yakalanma oranı doğrudan artıyor. Isı yalıtımı uygulamaları ile ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılan enerji miktarı daha az olacağından, hava kirliliği de azalacaktır.

Isı yalıtımı nerelere uygulanmalı
Düz (teras) ve eğik çatılara,

Dışa bakan duvarlara,

Binalarda çıkma ve balkonların tabanlarına,

Toprakla temas eden duvar ve döşemelere,

Garaj, depo gibi ısıtılmayan bölümlere bakan duvar ve döşemelere,

Kombi ile ısıtılan binalarda katları ayıran döşemelere,

Tesisat boruları, havalandırma kanalları, vanalar vb. tesisat elemanlarına yapılır.

Ayrıca, özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak kışın pencerelerden oluşan ısı kayıpları azaltılır, yazın ise gün ışığından ödün vermeden binaya güneş ısısı girişi sınırlanır.

Konut alırken sorulması gerekenler
1-
Yüksek bir ısıtma gideri, konutta ısı yalıtımı bulunmadığı anlamına gelebilir. Konutun geçmiş yıllara ait ısıtma/soğutma giderleri sizin için kabul edilebilir düzeyde mi?

2- Binanın deprem güvenliği konusunda bilgi edindiniz mi? (Isı yalıtımlı binalarda yapıların korozyona karşı korunduğunu unutmayın.)

3- Binanın dış duvarlarına ve hatta döşemelerine ısı yalıtımı yapılmış mı? (Duvarlarda göreceğiniz siyah lekeler ve küf; su ve ısı yalıtımı yapılmadığını gösterir.)

4- Kapı, pencere ve bunlarda yer alan camlar yeterli yalıtım özelliğine sahip mi?

5- Çatıda ısı yalıtımı yapılmış mı?

6- Bina yeni yapılmışsa, ısı ihtiyacı kimlik belgesi var mı? (Bu belge, ısıtma için ne kadar yakıt tüketeceğiniz ve binanızın ısı yalıtımı konusunda size fikir verir.)

7- Binanın ısıtma, soğutma, havalandırma sisteminin geçmiş yıllardaki performansı konusunda bilgi edindiniz mi?

8- Isıtma sisteminde kullanılan boru ve kanallar yalıtılmış mı?

Isı yalıtımı nasıl yapılır
Isı yalıtımı, düşük ısı geçirgenliğine sahip özel ısı yalıtım malzemelerinin; evlerimizin çatı, döşeme ve duvarlarına tekniğine uygun olarak uygulanmasıyla yapılır. Ayrıca, pencerelerde ısı yalıtımı, özel kaplamalı yalıtım camı üniteleri ve yalıtımlı doğramalar kullanılarak sağlanmaktadır. Isı yalıtımı, binaların öncelikle dışından, eğer mümkün değilse içinden uygulanabilir. Isı yalıtımının en önemli unsurlarından birisi de tesisatların yalıtılmasıdır.

Isı yalıtımının binanın yapım aşamasındaki maliyeti, bina maliyetinin yüzde 2'si ile yüzde 5'i arasındadır. İnşaat aşamasında ısı yalıtımı yapılmış bir binada; düşük kapasiteli kazan, klima, küçük radyatör ve tesisat kullanılacağı için, işletme maliyetlerinin yanı sıra ilk yatırım maliyetleri de azalacaktır. Isı yalıtımı için yapılan harcamalar, yapınızın özelliklerine göre sağlanan enerji tasarrufu ile 2-5 yıl içinde kendini geri öder.

Verimli enerjide israftan fırsatlar ülkesine döndük

Ulusal Enerji Verimliliği Hareketinin bir halkası olarak EİE tarafından düzenlenen 1'nci Ulusal Enerji Verimliliği Forumu Ocak ayında İstanbul'da gerçekleştirildi. Yerli ve yabancı 100'ü aşkın konuşmacının bilgi ve deneyimlerini paylaştığı forum süresince; enerji verimliliği konusunda küresel gelişmeler değerlendirilerek, ortak kararlar üretilip, tüm dünyanın birlikte neler yapabileceği planlandı.

Foruma katılan Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER), katılımcılara binalarda enerji verimliliğinin sağlanmasına büyük katkısı olan "yalıtım" konusunda bilgilendirmelerde bulundu. İZODER Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Sedat Arıman, forumun Politikalar ve Programlar bölümünde yalıtım konusunda tüketicilere yönelik olması gereken destek ve teşviklere değinerek, bu konudaki talepleri dile getirdi.

Ulusal Enerji Verimliliği Forumu'nun açılış töreninde söz alan Bayındırlık ve İskan Bakanı Faruk Nafız Özak, geleceğin dünyasında ülkeler arasındaki ilişkilerin, stratejik ittifakların enerji konusu etrafındaki tartışmalar ekseninde biçimleneceğini söyledi. Enerjinin yaşam kalitesinin artırılmasında, ulusların gelişmesinde hayati öneme sahip olduğunu vurgulayan Özak; "Bu bağlamda yeterli, güvenli ve çevreye karşı sorumlu enerjinin sağlanması, fiyat istikrarı sağlanabilecek bir piyasa ortamının oluşması gerekmektedir. Enerji tasarrufunu gerçekleştirmek enerji kaynaklarına sahip olmak kadar önemlidir. Ülkemizde enerjinin yaklaşık yüzde 30'u yapılarda kullanılmaktadır. Araştırma ve çalışmalar yapılarda konfor eksiltmeden enerji tasarruflarına gidildiğinde yaklaşık yüzde 50 seviyelerinde bir enerji tasarrufu sağlanabileceğini göstermektedir" şeklinde konuştu. Bakan Özak, ulusal düzenleme gerektiren yapı malzemeleri ile ilgili yönetmelik çalışmalarının sonuçlandığını ve 3 ay içinde bu yönetmeliğin yayınlanmasıyla yapı malzemeleri konusunda standart belirleme ve uyum çalışmalarının tamamlanacağını söyledi.

Konuşmasında, Ulusal Enerji Verimliliği Hareketi'nin Cumhuriyet tarihinin en anlamlı hareketi olduğuna dikkat çeken Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Hilmi Güler de, Avrupa'nın altıncı büyük ekonomisi olan Türkiye'nin büyük bir enerji verimliliği potansiyeli taşıdığını belirterek bu alanda yeni iş sahaları olduğunu ve yapılacak olan yatırımların bu kriz ortamında birçok kişiye istihdam sağlayacağını vurguladı. Güler, toplumsal gönül ve akıl birlikteliği sayesinde enerji verimliliğinde ülkemizin israflar ülkesinden fırsatlar ülkesi haline geldiğini de belirtti. Türkiye'nin 'israflar' ülkesiyken, fırsatlar ülkesi olmaya doğru gittiğini kaydeden Güler, Türkiye'de 30 büyük enerji yatırımcısı varken, bunu 3 bine çıkardıklarını, hedeflerinin 3 milyon olduğunu söyledi.

 

                                                               

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol